Var’olan Annenin Yokluğu

Annemiz -ya da yoksa ilk bakım verenimiz-, hayatta ilk ilişki kurduğumuz kişilerdir. Onunla kurduğumuz bu ilk ilişkideki fazla doyurulan ya da hiç doyurulmayan bazı ihtiyaçlar, yetişkinlik hayatımızdaki ilişkilerimizde de çeşitli şekillerde karşımıza çıkar. Anne, çocuğun ilk tanrısıdır. Hatta öyle ki Freud’a göre büyüdükçe ebeveynlerin boşluğunu tanrı doldurur. Hiçbir ihtiyacını tek başına karşılayamayan yeni doğan, annesinin “muktedirliğine” bağımlıdır. Annenin psikolojik işlevleri ne kadar yerine getirdiğine bakmak; hislerinizi, inançlarınızı, davranışlarınızı anlamlandırmanızı sağlayacaktır. Her şeyden önce unutulmamalıdır ki mükemmel anne yoktur, hayata iyi bir başlangıç yapabilmesi için bebeğe gereksinimlerini yeterli bir şekilde verebilen “yeterince iyi anne” vardır. Anne öyle ya da böyle bir yerlerde hata yapacaktır. Fakat bu hatayı nasıl onardığı önemli bir mesele olacaktır.

Psikolog Jasmin Lee Cori, Var’olan Annenin Yokluğu* kitabında “iyi annenin” 10 yüzünü şöyle sıralar:

  • Kaynak olarak anne
  • Bağlanılacak yer olarak anne
  • İlk müdahaleci olarak anne
  • Düzenleyici olarak anne
  • Besleyici olarak anne
  • Ayna olarak anne
  • Destekleyici olarak anne
  • Akıl hocası olarak anne
  • Koruyucu olarak anne
  • Sığınılacak yer olarak anne

Annemizle kurduğumuz bağlanma şekli öz saygımızın niteliği ve güven duygumuz açısından önemlidir ve bağlanma sonunda bağımsızlığa olanak sağlar. Anneyle güvensiz bağlanma oluşturan çocuklar; gelişimsel, sosyal, duygusal açıdan daha geride olabilir ve ileride kurduğu ilişkilerde bağlanma tipine göre karakteristik bazı davranışları ortaya koyabilirler. Cori’ye göre annesiyle güvenli bağlanma geliştiremeyen kişide şunlar ortaya çıkabilir:

  • Kendi değeriniz ve öz saygınızla ilgili boşluk
  • Yeterince desteklenmediğinizi hissetmek
  • İhtiyaçlarınız olduğunu kabul etmekte ve onları savunmakta zorlanma
  • Şefkat yoksunu ve duygusal anlamda aç hissetmek
  • Sevgi duymak ve yakın ilişkiler kurmakta zorlanma
  • Yalnızlık ve ait hissetmeme
  • Duygularla ne yapacağını bilememe
  • Yoğun yoksunluk algısı
  • Mücadele algısı
  • Depresyon
  • Bağımlılık davranışları
  • Güçsüz bırakıldığını hissetmek
  • Güvende hissetmeme
  • Mükemmeliyetçilik ve kendini eleştirme
  • Kendi özgün sesini bulamamak ve tutkuların peşine düşmekte zorluklar

Güvensiz bir şekilde bağlanmış olmak annenizin kötü, ilgisiz biri olduğu anlamlarına gelmez. Pek çok hayat krizi, doğum sonrası stresi, bir nedenden fiziksel olarak uzak kalmak zorunda kalması, yasta olması, anneliğe hazır olmaması, depresyonda olması, annenin kendi travmaları gibi pek çok elinde olmayan neden olabilir. Fakat çocuk için bu durum “seni umursamıyorum, “çok fazla şey istiyorsun”, “sana verecek bir şeyim yok” olarak algılanabilir.

Cori “iyi annenin” 10 temel mesajını şöyle sıralar:

  • Burada olduğun için mutluyum.
  • Seni görüyorum.
  • Benim için özelsin.
  • Sana saygı duyuyorum.
  • Seni seviyorum.
  • İhtiyaçların benim için önemli. Benden yardım isteyebilirsin.
  • Buradayım. Sana zaman ayırırım.
  • Seni korurum.
  • Bende huzur bulabilirsin.
  • Senden hoşlanıyorum. Benim içimi aydınlatıyorsun.

Peki “yeterince iyi bir annemiz” yoktuysa şimdi ne yapabilirsiniz?

İhtiyaçlarımızı ve boşlukları tanımlamak, şimdi gerekli desteği almak için adımlar atmak, yakınlık kurma becerinizi geliştirmek, duygularınızın farkında olmak gibi pek çok yol var. İyi annelik alamamış olmanız sizin suçunuz ya da bundan sonra diğerleriyle ve kendinizle ilişkilerinizi kesin ve değiştirilemez olarak belirleyecek bir kader değildir. Sorunu tanımlamak ve fark etmek daha iyi bir hayata giden yolda ilk adımınız olacaktır.

 

*Cori, J. L. (2013). Var’olan annenin yokluğu. Okyanus Yayınları.