TRAVMA – Çocuk İstismarı ve Cinsel Şiddet

Uyarı: Bu yazı, bazı kişiler için tetikleyici ögeler içerebilir. Yazıda cinsel travmaya maruz bırakılan kişiler için -daha güçlendirici olması bakımından- “hayatta kalan” ifadesi kullanılırken, şiddete maruz bırakan kişi içinse “fail” ifadesi kullanılmıştır.

 

Travma, güvenlik algısını ve bedensel bütünlüğü tehdit eden doğal ya da insan eliyle yıkımlara maruz bırakılma ya da bunun tanıklığıyla ortaya çıkar. Travma, ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır yaralanma, kişinin kendisinin ya da başkalarının fiziksel bütünlüğüne tehdit unsuru olan bir olayın kişice aşırı korku, çaresizlik ya da dehşetle karşılanmasıdır. Travmatik olayın beklenmedik ve kişinin denetimini kısıtlayan yapısı, çaresizliğin yaşanmasına zemin hazırlar. Travmatik olaylar; daha bebekken annemizden ya da birincil bakım verenimizden aldığımız ve sonra da sürdürdüğümüz dünyanın güvenli bir yer olduğuna dair inancımızı, kendiliğin pozitif anlamını, diğerleriyle ilişkide “kendimiz olabilmek” inancını tahrip eder. Bu durum da kişinin toplumla arasındaki bağ duygusunu zedeler. Travmanın kişide yarattığı örselenme, travmatik olayın şiddetiyle ilişkili olduğu gibi; kalıtımsal yapısı, gelişim özellikleri, benlik gücü, olaya hazır olması, kişice algılanan şiddeti, kayıpların çokluğu, travma sonrası yaşanan stresli durumlar, baş etme yöntemleri ve sosyal destek düzeyi gibi diğer pek çok faktörle de ilişkili olmasıyla kişiden kişiye değişir ve biricik olarak deneyimlenir.  Sosyal desteğin düzeyi travma sonrası daha da önem kazanır. Düşmanca, suçlayıcı tavırlar zorlantının şiddetini arttırabilir ya da destek, travmanın izlerini silebilir. Bunca algısı parçalanmış kişinin bu algıları yeniden tesis etmesinde diğerleri önemli bir belirleyicidir. Her yaşta gelişebilse de genç erişkinlik dönemi travmatik bir olayla karşılaşma olasılığının en çok olduğu zamanlardır. Meslekler, cinsiyet, eğitim seviyesi, medeni durum da diğer pek çok şey travmada risk etmenidir. Travmatik olaydan sonra akut ya da süreğen travma semptomları deneyimlenebilir. Travmanın etkileri saatler ya da günler içerisinde yok olabileceği gibi, uzayabilir ya da geciken bir şekilde de ortaya çıkabilir.

Kabaca belirtiler aşağıdaki gibidir:

  • Uyaranlara karşı aşırı tepki, duyarlılık, tetikte/diken üstünde olma.
  • Olayı anımsatan, simgeleyen uyaranlara karşı artan tepkiler
  • Sık sık olayı anımsama ve her anımsayışta olayın yeniden deneyimleniyor gibi hissedilmesi, hayaller, kabuslar, işgalci düşünceler
  • Olay örgüsünde kopukluklar, unutma, kimlik karışıklığı, yabancılaşma
  • Travmatik olayla bağlantılı kaçınma davranışları
  • Uyku problemleri, depresyon, kaygı bozuklukları, alkol ve madde kullanımı, bedensel yakınmalar vb ikincil psikolojik rahatsızlıklar

Travmatik yaşantı; doğal afetler, savaşlar, riskli hastalıklara yakalanma, yakınların ani kaybı, kaza, tutsaklık, terör gibi pek çok zorlantılı olay sonrasında ortaya çıkabilir. Ancak bu yazı çerçevesinde cinsel şiddet travmaları ele alınacaktır.

Çocuk İstismarı ve Yetişkinlik Dönemi Cinsel Şiddet Travmaları

Cinsel şiddet, kişinin rızası dışında riskli bir cinsel eyleme zorlanmasıyla olabileceği gibi her türlü cinsel saldırı, fiziksel ve sözlü taciz şeklinde de ortaya çıkabilir. Çoğu cinsel şiddet ve istismarın bildirilmemesine karşın, 4 çocuktan 1’inin istismara maruz bırakıldığı düşünülmektedir. Peki bu denli yaygın olan cinsel şiddet ve istismarın bizim üzerimizde nasıl etkileri var?

İstismarın olduğu bir çevredeki çocuk; kontrolü, güveni, gücü haliyle diğer çocuklara kıyasla daha az deneyimler. Diğer çocuklar gibi, büyüğün bakımına ulaşamıyor oluşu, kaçınılmaz olarak psikolojik bazı savunmalarla kendini korumasının zemini hazırlar. Olaydan kaçamayan ya da durdurma gücü olmayan çocuk, gerçekliği deforme ederek; bunun bir istismar olmadığını düşünme, yaşananları yok sayma ya da rasyonalize etme ve affetme eğilimindedir. Çünkü yetişkinlerin sahip olduğu kendi hayatlarına dair kontrolden yoksundur. Bu nedenle de istismarı uzun süre saklayabilir. Gerçekliğin deforme olamadığı ya da artık bunun sürdürülemediği durumlarda kendine bazı olumsuz duyguları atfedecektir. İstismarın çocuğun sevdiği birinden geldiği durumlarda -ki azımsanmayacak oranda fail çocuğun tanıdığı biridir-, çocuk “Ben kötüyüm, o iyi biri. O zaman ben daha iyi olabilirim.”  diye düşünür. İyi biri olduğundaysa fail yetişkin kendisine “böyle” davranmayacak, sonunda kendisi de her çocuğun ihtiyaç duyduğu bakım ve korunmaya erişecektir. Bu kendini suçlama, sadece çocuğa özgü değildir. Ne yazık ki yetişkinlikte de sürdürülebilir ve travmatik olayın neden onun başına geldiğine dair anlam arayışında olan ve daha önce sahip olduğu inanç sistemi sarsılan kişi; kişisel bazı özelliklerini, tutumlarını, davranışlarını cinsel şiddetin nedeni olarak görebilir. Bu tutum ve döngüsellik, çocuğun yetişkinlik hayatında yeniden benzer bir travmaya açık olmasına neden olabilir ya da ilişkilerinde aşırı kontrol aracılığıyla kendini koruma ihtiyacı olarak ortaya çıkabilir. Çünkü içsel güvenlik duygusu olmadığında güveni ve tehlikeyi ayırt etmek zorlaşır.  Çaresizlik, suçluluk, olumlu duygulardan yoksun bırakılma hisleriyle büyüyen bu kişiler, kendini cezalandırarak sıradan zevklerden kendilerini mahrum bırakma eğiliminde olabilirler. Bağlanacak tek kişi korkunun kaynağı olsa bile korku, bağlanma ihtiyacını arttırır. Bu bağlılık da yalnızlık, umutsuzluk, çaresizliğin öfkesiyle sonuçlanır. Öfke kaynağına yönlendirilemediğindeyse kişinin kendisine yönelerek kendine zarar verme, depresyon gibi durumları ortaya çıkarır.

 

Unutmayın!

  • Cinsel şiddet suçtur ve suç ancak ve ancak failindir! Cinsel travmaya maruz bırakılmış olmanız sizinle ilgili herhangi bir şeyden kaynaklanmıyor. Herhangi bir tutum, tavır, davranışınız bu suça bahane olamaz!
  • Maruz bırakıldığınız cinsel travmadan utanması gereken son kişi sizsiniz!
  • Bu yaşantı sizin geleceğinizi belirleyecek ya da etkileri yok edilemez bir şey değil! Yeniden hayatınızın kontrolünü elinize alacaksınız.
  • Maruz bırakıldığınız travmatik olayı yaşayan tek kişi siz değilsiniz. Pek çok kişiyle dayanışabilir, hazır olduğunuzda hikayenizi paylaşarak güçlenebilirsiniz.
  • Travmatik olaya verdiğiniz tepkileri normal ve aşılabilir. Travmatik yaşantı sonrası ortaya çıkan semptomlar konusunda bilgilenmek, yaşadıklarınızı normalleştirmenizi sağlayacaktır.
  • Destek alabileceğiniz pek çok mekanizma var. Sivil toplum kuruluşları, kolluk kuvvetleri, psikoterapistler sadece bunlardan birkaçı.
  • Ne yalnız ne yanlış ne de suçlusunuz!

 

Yararlı linkler: